İller

18 Ocak 2021 Pazartesi

BİR ZEMHERİ AKŞAMI

Bugünkü yazıda yeter gayri bir hafta Abdülhamit diğer hafta siyer sıkıldık bu tarihten diyen Ehl-i halin sözüne kulak veriyor ve halimizi arz ediyorum.

Zemheri malum kara kış demek. Bu yılı soğuğu ve kışı özleyenlerdeniz. Salgın var yasak var ama evlerde hepimiz beyaz örtüye hasret kışı bekleriz. Yazının yazıldığı gün 17 Ocak 2021 geçen hafta bugün ilkbahar gününü yaşıyordu Bozkırımız. İnsanoğlunun da hali böyle kendiyle bir dargın bir barışık.. Karı keyif olarak görenler hemen telefonlara sarılıyorlar. Hatta bir gün evvelinde Twietterda "Herkeste kar var biz İç Anadolu'da kara hasretiz TV'den İzmir'in karını izliyoruz" paylaşımlarını tebessümle okuyorum.  Sonra Rabbimin rahmeti ve bereketi Sivri tepesini beyaza boyuyor. Herkes ruh haline göre ya elinde kahve dışarıyı izliyor ya da TV izliyor. Çocuklar karı ilk defa görmüşçesine mutlu. Aklıma sokaklarda yaşamak zorunda kalan evsizler geliyor. Bir gün bizimde orada olmayacağımızın garantisinin yokluğu beyaz gecede ürpertiyor insanı. Tabi kar demek okul tatili demekti. Şimdi karın tadı da yok. Çocuklarımızın bizden önce Bozkır Kaymakamlığından gelen mesajı sosyal medyada paylaştığı günler geliyor aklıma. Hatta bir ara Kaymakamlık adına sahte fotolar paylaşılıyordu. Direkler yıkıldı elektrik ne zaman gelecek sözleri hocam evde elektrik yok sınava nasıl hazırlanacağız sözleri şimdi hepsi bir hayal olmuş zihnimde uzaktan da uzakta kalmış.        

Eloğluna böyle havalarda hüzün çöker şairlik hissi kabarır adamın. Sosyal medya sayesinde hepimiz şair olduk. Karın güzelliği unutturdu yok Whatsapp bilgileri çalıyordu çırpıyordu hikâyelerini. Kara karşı arabesk ruhumuzla bulduğumuz şarkıları yine malum sosyal medyalarda paylaştık. İnsanoğlu garip varlık. Gariplikleri ile sevmek ve sevmeyi bilmek gerek. Zaten o yüzden olmuyor mu üç ayda kapıyı vurup çekip gitmeler psikolojim bozuldu deyip yuvayı yıkmalar. Sevmeyi ve tahammülü elden bıraktığımız için. Şahsen ben dahi yapamadım. Yapan büyüklerime her daim gıpta içindeyim.

Hafta sonunun ilk gününde yani Cumartesi -artık günlerinde hesabını unuttuk ya-Gönül dağını izliyoruz. Hevesi kursağında kalanların hikâyesini. Bir bozkır masalını. O masalın içinde kendimi buluyorum ya uzun mesele. Evvelki yıl saydım en az 70 kişi Bozkırdan Beyşehir'e festival izlemeye gidiyor. Hani diyorum ki Gönül dağı oyuncularını "Suyu Sert İnsanı Mert" hakiki Bozkıra getirsek bir gün. Buraya da Beyşehir'den 70 kişi gelse çok güzel olmaz mı?

Neyse ben kafanızı çok şişirdim. Tarih meselesine nasip olursa başka konular  ile döneceğim. İnsanın yarasına gönlüne merhem sağlam dostu, sevdiği ve sevenleridir. Rabbim bizleri istikametinden ayırmasın. Selam ve dua ile….

Mustafa AK

Bozkır Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni

mstfknyali@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder