İller

14 Ocak 2021 Perşembe

Tevazu ve Değerler Adına


Mademki her insan, kendi hayatının ana karakteri; insanın değer vermeye kendinden başlaması en mantıklı olanıdır. Çünkü kendine değer vermeyene, toplum da değer vermez; kendini unutanı, toplum da unutur. Kendisine değer vermeyen bir bireyi; toplum, bir kenara atmayı hak görür. 

Oysa insan, kıymeti bilinsin ister hep. İnsanın kıymeti ise, kendini nerede gördüğüyle başlar; toplumun onu nasıl gördüğüyle son şeklini alır.

Bu gerçek; insanın kendine devamlı olarak bir şeyler katması, öğrenmeyi düstur edinmesi, kendini aşması... Kısaca kendini işlemesi gerekliliğini doğurur.

Hayat, ölümle biten bir yarıştır; öğrenmeyen, kendini yenilemeyen geride kalır. Bu, lafların değil icraatların yarışıdır. Kendini nasıl anlattığından çok, yaptıklarına bakar insanlar. Tevazu sahipleri önden gider , gerideymiş edasıyla konuşur. Egoistler ise geridedirler ama en önde gibi hitap ederler insanlara.  Geride kalanın tevazusu olmaz; içi boş başakların başı da eğilir , eğer sapı sağlam değilse. İlerde olanın eğilmesi tevazudur, geride olanın eğilmesi ise haddini bilmek. Çünkü yerine göre değişir hareketlerin anlamı. Çoğu insanın gerideliği , hayatı ertelemesinden gelir: Yarın yaparım, yarın okurum, yarın öğrenirim... Hayatları imrenmekle geçen ama hiçbirine başlamayanların hayatıdır bu. İnsanların unuttuğu bir şey vardır ki hayat hep bugündür. İnsan hep bugünü yaşar. Doğduğunda da bugündü, ilkokula yazıldığı gün de bugündü; bak, şimdi bu yazıyı okurken de tarih bugün.

Yarının yarın olacağını sananları oyalar, hayat. Ertelenmiş hayatların büyük romanları olmaz, küçük hikayeleri olur. Bir "Bugün"de de sen öleceksin güzel  kardeşim. Zamanın varken hayat defterine yazabildiğin kadar bir şeyler yaz çünkü hayat kısa.

Çok kısa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder