Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle, hastalıkla ilgili son güncel bilgileri almak, tanı ve tedavi konusunda önerilerine başvurmak amacıyla Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Ertem ile bir röportaj gerçekleştirdi. Prof. Dr. Metin Ertem, kanser tedavisinde son yıllarda modern tıp ve merkezlerin artmasının da etkisiyle sağlık turizminde ülkemizin ön plana çıktığını söyledi. Ertem, Afrika, Ortadoğu ve Karadeniz sahil kıyısı ülkelerinden hastaların kanser tedavisi için Türkiye’ye geldiğini söyledi.
Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından 4 Şubat tarihinin Dünya Kanser Günü olarak ilan edilmesiyle hastalığa karşı farkındalık çalışmaları işbirliği içerisindeki ülkelerle ortak bir şekilde yürütülmeye başlandı. Küresel boyut kazanan kanser farkındalık projeleri tüm dünyada sürdürülebilir bir zeminde gerçekleştirilerek geleneksel bir hale geldi. Kanserle mücadelede tarama testlerinin önemine işaret eden Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Ertem, Covid-19 Salgını sürecinde sağlık kontrollerinin aksaması ile birlikte ileri evre kanser olgularında maalesef artış görüldüğünü söyledi.
BSHA: Türkiye kanser hastalığında tanı, teşhis ve tedavide ne durumda? Türkiye kanser hastalığında dünyada kaçıncı sırada yer alıyor?
M.E: Ülkemizde son yıllarda kanser tedavisindeki modern tedavi merkezlerinin artması ve gelişen sağlık turizmi ile dünyada önemli tedavi ülkelerinden biri konumuna gelmiştir. Özellikle Afrika, Ortadoğu ve Karadeniz sahil ülkelerinden hastalar ülkemize gelmektedir. İstatistik olarak dünya verileri ile paralellik göstermektedir. Son yıllarda ülkemizde büyük kentlerde nüfusun toplanması ile kanser olgularında artış görülmeye başlandı diyebiliriz.
BSHA: Ülkemizde en çok hangi kanser türleri görülüyor? Son verileri paylaşabilir misiniz?
M.E: Dünya genelinde kanser olguları görülme sıklığında maalesef büyük artış görülmektedir. Son yıllarda dünyada yeni görülen kanserli hasta sayısı tahminen 19 milyon olup, günümüzde kanser tedavisindeki başarılar, geliştirilen yeni ilaçlarla dünyada kanserli hasta sayısının toplamda 50 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemiz için doğru istatistiklerin verilmesi oldukça güçtür. Her ne kadar kanser bildirilmesi zorunlu hastalık olsa da özellikle kırsal kesimde kanser ölüm sayılarının doğru olarak toplanması güçtür. Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi verileri incelendiğinde tahmini olarak bu sayı 250 bin civarlarındadır. Yine kanserden ölüm sayısı yılda 150 bin dolaylarındadır.
“En Önemli Faktörler Çevresel ve Batı Tipi Beslenmedir”
BSHA: Kansere yakalanmamızda en önemli Faktörler nelerdir?
M.E: Kanserin oluşumunda üç önemli etken söz konusudur. Çevresel faktörler ki bunlar sanayi bölgelerinde daha büyük rol oynamaktadır. Beslenme tarzının, şehirleşmeyle birlikte batı tip beslenmenin ön plana çıkması ve üçüncü olarak genetik faktörlerdir. Bu etkenler içinde genetik faktörler yüzde 15 gibi küçük bir grubu oluşturmaktadır. Çevresel faktörler; özellikle kimyasal ve fiziksel etkenler ve yine fast food, konserve edilmiş, işlenmiş yiyecekler etken olarak büyük kısmı oluşturmaktadır.
“Kadınlarda Meme, Erkeklerde Akciğer Türleri İlk Sırada”
BSHA: Ülkemizde en çok hangi kanser türleri görülmektedir?
M.E: Kanser türlerindeki çeşitlilik incelendiğinde türler yaşlara ve yaşanan çevreye göre değişiklik göstermektedir. Tüm yaş grupları olarak bakıldığında dünyadaki görülenlerle aynı olduğu söylenebilir. Kadınlarda ilk sırayı meme kanseri almaktadır. 8-10 kadından birinde maalesef meme kanseri görülmektedir. Meme kanserini tiroid, akciğer, kolorektal, rahim ve diğerleri şeklinde sıralamak mümkün. Erkeklerde ilk sırayı akciğer kanseri almaktadır. Prostat, kolorektal, mesane, mide takip etmektedir. Genel olarak bakıldığında sebepleri arasında tüm kanserlerde sigara kullanımı ilk göze batandır.
“Pandemi Döneminde İleri Evre Kanser Olguları Arttı”
BSHA: Covid-19 döneminde kanser taramalarında aksaklıklar yaşandı mı? Erken teşhisin öneminde taramaların rolü nedir?
M.E: Evet salgın sürecinde tarama konusunda bir takım aksaklıklar yaşandı. Covid-19 pandemi döneminde sağlık kontrollerinin aksaması ile birlikte ileri evre kanser olgularında maalesef artış görüldü. Özellikle erken tanıda önemli rolü olan kanser taramaları aksadı. Kanserin erken tanınması açısından tarama yöntemleri büyük önem taşımaktadır. Kadınlarda meme kanseri taramaları 40 yaşından sonra yılda bir defa yapılmalıdır. Erkeklerde prostat kanser taraması 50 yaşından sonra yine yılda bir kere PSA denilen kanda bakılan tümör markerları ile takip edilmelidir. Yine her iki cinste kolon ve rektum kanseri için 50 yaşından sonra kolonoskopi ile kalın bağırsakların incelenmesi hayat kurtarıcıdır.
“HPV Aşıları 6 Yaşından Sonra Yapılmalıdır”
BSHA: Sağlık Bakanlığı 2023 yılında HPV aşılarını SGK kapsamına alacağını duyurdu. Aşıların uygulama aşaması konusundaki görüşünüz nedir? HPV aşısının öneminden kısaca bahsedebilir misiniz?
M.E: Yine büyük koruyucu etkisini bildiğimiz rahim ağzı kanserine (HPV) karşı geliştirilmiş aşıların yapılması kadınlarda sık görülen rahim ağzı kanserlerinin gelişmesini önlemektedir. Çeşitli tipleri olan bu virüslere karşı geliştirilen aşılar özellikle 6 yaşından sonra kız çocuklarında kesinlikle yapılmalıdır. Türkiye Kanserle Savaş Vakfı olarak hastalığa karşı farkındalık çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bilgilendirme toplantılar, farkındalık çalışmaları gerçekleştirerek toplumu kansere karşı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Dünyada gerçekleştirilen bilimsel çalışmaları tedavi biçimlerinin yakından takip ederek, kongrelere katılıyor, bilgilendirme toplantıları gerçekleştiriyoruz. Kanser hastalığıyla mücadelede en önemli nokta taramalarımızı aksatmamamız, düzenli doktor kontrollerini yaptırmamızdır. Son söz olarak ‘Erken Tanı Hayat Kurtarır’ sloganını hatırtatmak isterim. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder