Akciğer fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak kaybeden ve yapılan tüm medikal tedaviye yanıtsız kalan hastalarda uygun görülen en son tedavi seçeneği olan akciğer naklini Prof. Dr. Elif Küpeli sizler için anlattı.
Özellikle kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hasta grubunda çok sık yapılan ve en başarılı naklin bu hastalarda görüldüğü akciğer nakli, ikinci sıklıkta ise idiyopatik pulmoner fibrozis, kistik fibrozisli olgular, pulmoner arteriyel hipertansiyonu olan ve bazı romatolojik hastaların akciğer tutulumu görüldüğünde en son tedavi seçeneği olarak gündeme gelmekte.
Akciğer Nakli, Diğer Organ Nakillerine Kıyasla Çok Daha Riskli!
Diğer organ nakillerine göre daha riskli olan akciğer naklinde ilk üç ay organ reddiyle oldukça sık karşılaşılmakta. Daha riskli olmasının en önemli sebebi ise akciğerin dış ortama açık bir organ olduğundan, enfeksiyonlara yatkınlığının çok fazla olmasıdır.
Akciğer nakli olmak için başvurulan merkezde; nakil konseyi tarafından çeşitli bölümlerde çeşitli tetkikler yapılmakta, hasta değerlendirilmekte ve doktorlar tarafından nakil olup olamayacağı kararı veriliyor. Hastanın nakil olup olmayacağına karar verildikten sonra Türkiye Organ ve Doku Kayıt Sistemi’nce bu hasta kaydedilerek bekleme listesine alınıyor.
Nakilden 1 Yıl Sonra İşe Geri Dönülebilir
Akciğer nakli sonrasında hasta taburcu edildiğinde ağır beden ve iş yükü gerektirmeyen herhangi bir işte hasta 1 yıl sonra çalışmaya başlayabilir. Nakil gerçekleştirilen kişi öğrenci ise 6 ay sonra her şey yolunda gittiği takdirde okuluna gidebilir.
Nakil yapılan kişi, mutlaka organ reddini önlemek için bağışıklığı baskılayıcı tedavileri ömür boyu alması gerekiyor. Bu tedavi enfeksiyona bir risk oluşturduğundan kişinin mutlaka enfeksiyon riski olan ortamlardan ve enfeksiyon riski yüksek olan kişilerden kaçınması gerekmekte. Bu konuda en önemli faktör olan el hijyeni ve diğer enfeksiyondan korunma yöntemlerini kişinin mutlaka uygulaması gerekmektedir. (BSHA-Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder