İnsan için yaşama hakkı temel insan haklarının başında gelmekle birlikte ondan çok daha öte kişinin dinini öğrenme hakkı daha önemli ve zaruridir.
Her kişi sorumluluğu altındakilerin dinini öğrenmesinden sorumlu olup sorumluluğunu yerine getirmediği zaman Allah(cc)'a hesap vereceğini unutmamalıdır.
Allah(cc) indinde tek din İSLAM'dır.
Müslüman bir ülkede, devletin en temel görevi; İslam'ı öğretmek olup "Din Güvenliği", "Can ve Mal Güvenliğinden" daha önemlidir.
Ayrıca, Müslüman bir ülkede İslam'ın öğretilmemesi en büyük "İNSAN HAKLARI İHLALİ" olur.
Bu büyük insan hakları ihlalinin ortadan kaldırılması için devletimiz; okul öncesinden, üniversiteye kadar yapısal değişikliklere giderek dini eğitimi bütün eğitim kademelerinde zorunlu hale getirmeli; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin ders saatleri artırılmalı; tüm öğretmenlerimiz branşı ne olursa olsun milli ve manevi değerlerimizin kazandırılmasında etkin hale getirilmelidir.
Din eğitimine küçük yaşlarda başlanılmalıdır.
Az çok eğitimden anlayan her kime sorarsanız sorun eğitim nerede başlar, diye; eğitim, anne karnında başlar diyecektir.
-Allah(cc) aşkına, bizdeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eğitimi niye dördüncü sınıfta başlıyor?
Üstelik, ilkokul 4.sınıf ve ortaokulda haftada iki saat, lisede ise bir saat. Seçmeli Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed (sav)'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri de var, diyebilirsiniz.
Seçmeli derslerin sanıldığından çok az seçildiği gerçeğinden haberiniz var mı bilmiyorum; benim bildiğim sanıldığından az seçildiğidir.
Seçmeli derslerin seçiminin derslere göre oranı Milli Eğitim Bakanlığı'na sorularak öğrenilebilir.
Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı'na Kur'an Kurslarımızda öğrenim gören öğrencilerin sayısı ve özellikle öğrenim gören talebelerin yaşları sorulabilir.
Kur'an Kurslarımıza devam eden talebelerin okulöncesi hariç yetişkinlerden olduğu görülecektir. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri de zorunlu eğitimin 12 yıl olmasıdır.
Öyle olunca dinimizin öğretilme vazifesini okullarımız üslenmek durumundadır.
Herkes şunu iyi bilsin iyi anlasın ki; çocuklarımıza okullarımızda dinimizi ehli sünnet temelli öğretmek zorundayız, başka çaremiz yok ve hiçbir mazeretin geçerliliği kalmamıştır.
Üzülerek ifade etmeliyim ki, okullarımız yaz tatillerinde bile Yetiştirme Kursları adı altında başta matematik dersi olmak üzere diğer dersleri vermektedirler.
Ya, şu matematiğe verdiğimiz önemin onda birini çocuklarımızın dinini öğrenmesine verseydik bugün birçok maddi ve manevi krizi yaşamazdık.
Bu kadar matematik öğretimine rağmen üniversite sınavlarındaki matematik ortalamalarımız utanılası durumdadır.
Öğrendiğimiz matematik konularının bugün adlarını bile sayamayız, boşu boşuna çocuklarımızı birkaç ders ile yıllarca oyalıyoruz.
Dinimizin öğrenmesine önem vermemizin sonucu:
*Gençlik elden gidiyor!
*Aile elden gidiyor!
*Alkol, uyuşturucu, sigara almış başını gidiyor!
*İffetsizlik, ahlaksızlık aleni hale gelmiş!
*Adaletsizlik meşru hale gelmiş!
*Giyinik çıplaklık tesettüre dönüştürülmüş!
*Boşanmalar haddini aşmış!
*Bir sürü ehli sünnet dışı, dış güçlerin uşağı yapı ve kişiler insanımızı kandırıyor; sapık, hoca kisveli adamlar ortalıkta cirit atıyor!
En önemlisi insanımız İslam'dan hızla uzaklaşıyor!!!
-Daha ne olmasını bekliyorsunuz, bunun ötesi var mı?
Devletimiz; dinimizin öğretilmesine ilişkin, ülkemiz içi ve dışından gelebilecek her türlü baskıyı; Müslümanları, sanal korkular üreterek devletine karşı güvensizliğe itecek her türlü söylemi, dikkate almamalıdır.
Bunlar, İslam'ın düşmanı olduğu gibi devletimizin de düşmanıdırlar.
Eğitim sisteminde yapısal değişikliklere gidilmez, sistem bu haliyle devam ederse bunun acı sonuçlarını hem birey hem ülke olarak hep beraber yaşarız.
Hâlâ bunu anlamayan veya anlamakta güçlük çeken Müslüman geçinenlere anlatamıyorum, ona yanarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder