Türk Tabipler Birliği Temiz Hava Hakkı Platformu, depremin ağır hasar verdiği Hatay Antakya şehir merkezinde Resmi Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonunun depremin ilk gününden itibaren devre dışı kaldığını açıkladı.
Hatay Antakya’da Hava Kalitesi Ölçümü Yaptık
Platform, konu hakkında şu açıklamayı yayınladı ;
“Hatay Antakya şehir merkezindeki resmi hava kalitesi ölçüm istasyonu depremin ilk günü olan 6 Şubat 2023 günü saat 04.00’da yapılan son ölçümden günümüze kadar (28.08.2023) devre dışı kalmış görünmektedir ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmi hava kalitesi izleme sitesinde (www.havaizleme.gov.tr) geçtiğimiz 6 ay boyunca bu istasyon için partikül madde 10 ve partikül madde 2.5 ölçümü raporlanmamıştır. Oysa bölgedeki ağır hasarlı binaların çokluğu ve yoğun yıkım çalışmaları ortamda ağır bir toz (partikül madde) kirliliği oluşturmaktadır. Ancak halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit eden bu kirliliğe karşı denetim yapılmamakta ve önlem alınmamaktadır. İnce partikül maddeler, aerodinamik çapı 2.5 mikron ve altında olan kompleks yapılı parçacıklı maddelerdir. Özellikle yıkım ve enkazların taşınması sırasında ortaya çıkan kirleticilerin mikroskobik düzeyde göstergesidir. Türk Tabipleri Birliği ve Temiz Hava Hakkı Platformu, deprem bölgesindeki yoğun toz (partikül madde) kirliliğine kamuoyunun dikkatini çekmek ve yetkilileri önlem anlama çağırmak amacıyla Hatay Tabip Odası Antakya binasında (konteyner) AirBeam1 adlı portatif sensörlü hava kalitesi ölçüm cihazı ile, 7 Haziran-23 Ağustos 2023 tarihleri arasında ince partikül madde (PM2.5)2 ölçümü yapmıştır. Bu 3 aylık süre içinde Antakya merkezde sıkça yaşanan elektrik ve internet kesintileri nedeniyle düzenli ölçüm yapılamamıştır. Ancak elde edilen verilere bakılarak kentteki hava kalitesine dair bir ön değerlendirme yapılabilmektedir.
Çevre Mevzuatında PM2.5 Limit Değerleri
Türkiye Cumhuriyeti çevre mevzuatında PM10 için limit değerler olmasına rağmen, PM2.5 için belirlenmiş bir limit değer yoktur. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle PM2.5 kirliliğinin insanda kanser yapan etmenler arasında bulunduğunu 2013 yılında ilan etmiş, 2021 yılında ise PM2.5 için tavsiye niteliğindeki kılavuz değerleri düşürerek yeniden belirlemiştir. DSÖ’ye göre dış ortam havasında yıllık ortalama PM2.5 konsantrasyonu 5 µg/m3’ü aşmamalıdır. Günlük (24 saatlik) ortalama PM2.5 konsantrasyonu için belirlenen kılavuz değer ise 15 µg/m3’tür. DSÖ, 24 saatlik değerin yıl boyunca 3-4 günden fazla aşılmaması gerektiğini belirtmektedir. Avrupa Birliği hava kalitesi mevzuatında ise PM2.5 için belirlenen yıllık ortalama limit değer 20 µg/m3’tür. Bu değerin 10 µg/m3’e düşürülmesi için Avrupa Komisyonu üye ülkeler ile çalışmalarına devam etmektedir. AB 24 saatlik ortalama için bir limit değer tanımlamamıştır. Türkiye’de de 2020 yılında taslağı kamuoyu ile paylaşılan Dış Ortam Hava Kalitesinin Yönetimi Yönetmeliği hazırlanmış ancak yönetmelik hâlâ yürürlüğe girmemiştir. Ayrıca taslakta öngörülen PM2.5 ulusal limit değeri 20 µg/m3 (DSÖ kılavuz değerinin 4 katı)olarak tanımlanmış ve ancak 2029 yılında yürürlüğe girmesi planlanmıştır.
Hatay Antakya’da Hava Kalitesi Alarm Veriyor
İnsan sağlığı açısından DSÖ’nün kılavuz değerleri dikkate alınarak yapılacak bir değerlendirmede, Hatay Tabip Odası tarafından gerçekleştirilen ölçümler son 3 aya ait olduğundan, anlamlı bir kıyaslama için DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değeri dikkate alınmalıdır. Değerlendirmede haziran ayında farklı süreler boyunca ölçüm yapılabilen 16 günün tamamında DSÖ limitlerinin aşıldığı, temmuz ayında farklı süreler boyunca ölçüm yapılabilen 7 günde DSÖ limitlerinin aşıldığı da gözlemlenmiş ancak bilimsel temelli olması için sadece 24 saate en yakın yapılan ölçümler açıklamaya konu edilmiştir. Bu çerçevede kısa süreli ölçümlerimiz kılavuz değerlerin aşılma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir.
Örneğin;
- 10-11 Haziran günleri yapılan ve 22 saat 13 dakikalık kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 48 µg/m3 olarak tespit edilmiştir. Bu değer DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değerinin 3 katından fazladır. Aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değeri 185 µg/m3’tür.
- 16-17 Haziran günleri yapılan ve 23 saat 16 dakikalık kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 16 µg/m3’tür ve kılavuz değerin üstündedir.
- 10-11 Temmuz günleri yapılan ve 21 saat 10 dakika süren kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 17 µg/m3 olarak tespit edilmiştir. Bu değer DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değerinin üstündedir. Aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değeri 121 µg/m3 olarak kayda geçmiştir.
Sadece 24 saatlik ölçüme en yakın süre boyunca yapılan ölçümler bile dikkate alındığında, DSÖ’nün yılda 3-4 günden fazla aşılmaması gerektiğini belirttiği 24 saatlik ortalama PM2.5 konsantrasyonları 3 gün aşılmıştır. Ölçümlerin kesintisiz yapılması durumunda bu kılavuz değer aşımının da çok daha fazla tekrarlanma riski olduğu açıktır.
Bölgedeki yoğun yıkım çalışmaları sonucu ortaya çıkan partikül madde kirliliği başta akut ve kronik solunum hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açmaktadır. Bölgede yıkım çalışmalarında yer alan emekçiler başta olmak üzere, sürekli yıkım tozuna maruz kalan halkın kanser riskine maruz kaldığı bilimsel bir gerçekliktir. Partikül madde kirliliğini önlemek için alınacak önlemler TTB ve ilgili meslek örgütleri tarafından defalarca kamuoyu ve yetkililerle paylaşılmış olmasına rağmen, hızlı, plansız ve önlemsiz yıkım çalışmaları devam etmekte, bölge halkı sistematik bir sağlık hakkı ihlaline maruz bırakılmaktadır.
Öneriler:
- Tüm deprem bölgesindeki hava kalitesi izleme istasyonları bir an önce devreye alınmalıdır.
- Bölgedeki tüm istasyonlarda PM2.5 parametresinin ölçümüne zaman kaybetmeksizin başlanmalıdır.
- İstasyonlardan elde edilen verileri içeren hava kalitesi durumu ve raporlar www.havaizleme.gov.tr ve valilik web sitelerinden eksiksiz ve sürekli olarak yayımlanmalıdır.
- Meteorolojik gelişmeleri de dahil eden bir modelleme çalışması ile enkazlardan kaynaklı tozun yerleşim alanları üzerinde dağılımı tespit edilmeli, enkaz depolama alanları ve yerleşim alanları bu modelleme sonuçlarından yararlanarak konumlandırılmalıdır.
- Yıkımlar bir plan dahilinde ve çalışanlar dışında insanlar yıkım alanından uzaklaştırılarak yapılmalıdır.
- Yıkım, enkaz transferi ve enkaz depolama alanlarında boşaltılması esnasında sulama yapılmalı, taşıyıcı kamyonların üstü seyir halinde tozumayı önlemek için kapatılmalıdır.
- Çalışanlar mutlaka koruyucu ekipman ile donatılmalı ve bu ekipmanların kullanımı zorunlu hale getirilmelidir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder