MEB Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen atamaları ve mülakat süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Tekin, mülakat sürecini düzgün bir mülakat prosesine dönüştürmek istediklerini söyledi.
Öğretmen Atamaları ve Öğretmen Mülakat Süreci
Atama bekleyen öğretmenlerle ilgili soru üzerine Tekin, şu değerlendirmelerde bulundu: Millî Eğitim Bakanı olarak aramıza yeni öğretmenlerin gelmesini arzu ediyorum, istiyorum. Bizim hesaplamalarımıza göre ihtiyaç duyduğumuz rakamları Hazine ve Maliye Bakanımızla, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla paylaştık. Nihayetinde bütçeyi oluşturan mekanizmalar orada. Şimdi 2024 bütçesi oluşacak. Bize 2024 bütçesi içinde toplam kamuya ne kadar personel istihdam edileceğine dair bir rakam ortaya çıkacak. Ardından da bizimle şunu paylaşacaklar: Denecek ki “Biz oluşturulan bu rakamın içerisinden sizinle şu kadar öğretmen istihdam etmeniz konusunda size yetki vereceğiz.” diyecekler. Biz de onun üzerine hareket edeceğiz. Şimdi bir rakam söylemek mümkün değil ancak ben şunu söyleyeyim: Biz bu yıl öğretmen arkadaşlarımızın istihdamıyla ilgili süreçte mülakat sürecini düzgün bir mülakat prosesine dönüştürmek istediğimiz için biraz uzun zaman alacağız.
Deprem Bölgesinde Eğitim
Yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını dileyen Bakan Tekin, okulların açıldığı gün depremden etkilenen Hatay ile İskenderun ilçesi ve Osmaniye’de programlara katıldıklarını ve ziyaretlerde bulunduklarını ifade etti. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen 11 ilde yaklaşık 3,5 milyon civarında öğrencinin bulunduğunu belirten Tekin, sözlerine şöyle devam etti: Bizim depremden önce bu 11 ilin tamamında 10 bin 539 okulumuz var. Yani biz daha çok okul üzerinden değil de derslik üzerinden hesap yapıyoruz. Derslik sayısına baktığımızda da 114 bin 675 dersliğimiz var. Depremden etkilenenler açısından baktığımızda 936 okulumuz ya yıkılmış ya ağır hasarlı ya da orta hasarlı, derslik olarak baktığımızda da 11 bin 728 dersliğimiz, yani 936 okulun açılımı bu. Şimdi burada ciddi tedbirler aldık. Bir kere çelik ya da prefabrik yapı olarak toplamda, yani bu 11 bin 700 derslik açısından baktığımızda 2 bin 573 yeni derslik hizmete sokulmuş durumda. Bunlara ilave olarak konteynerlerde eğitim öğretim süreci yürüten öğrencilerimiz var. Bir de Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla hızlı bir biçimde süreci yürütmek üzere yatırım bütçesinden bölgedeki okul ihtiyacının giderilmesi için bize de bir talimatlar var.
Deprem Bölgesinde Toplamda 11 Bin. Derslik Eksik
Süreci koordine etmek üzere deprem odaklı toplantılar organize ettiklerini belirten Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da süreci yakından takip ettiğinin altını çizdi.
Depremde hasar gören okulların bitiş süresiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: Totalde 11 bin civarında dersliğimiz eksik ama biz 2 bin 573 derslik zaten yaptık. Derslik olarak bizim 11 bin derslik ihtiyacımız 9 bin dersliklere düşmüş durumda. Bunların içinden bir kısmını yaklaşık 4 bin dersliği Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çelik yapı olarak yapacağız ve dolayısıyla bunların büyük çoğunluğu önümüzdeki bahar eğitim öğretim yılının başına yetişmiş olacak. 2024 bahar ayında bunların önemli bir kısmı yetişmiş olacak. Hatta eylül ve ekim ayı içinde de hâlen yapımı süren çelik yapılar var, dolayısıyla onlar da bitecek bizim hedefimiz önümüzdeki eylül ayı, yani 1 yıl sonra buradaki eğitim öğretim ihtiyacını derslik anlamında, dersliklerdeki eksiklerimizi gidermiş olmak, böyle bir çaba içindeyiz, inşallah bunu başarabiliriz.
21 Bin 500 Öğrenci Konteynırlarda Ders Görüyor
Tekin, deprem bölgesinde eğitim öğretim alamayan hiçbir öğrencinin kalmadığını söyledi. Depremlerden etkilenen 11 ilin tamamında 21 bin 500 öğrencinin de konteynerlerde ders gördüğünü, sağlam olan okulları da ikili eğitim kapsamına aldıklarını belirten Tekin, “İnşaat süreciyle ilgili olarak bizim takvimimiz, depremden önce bu 11 ildeki derslik sayısına Eylül ayında ulaşmaktır” diye konuştu. Deprem bölgesinde yaklaşık 220 bin civarında öğretmenin afetten etkilendiğini vurgulayan Tekin, bu öğretmenlerle il müdürlerinin bizzat iletişime geçtiğini söyledi. Deprem bölgesinde mevcutta olan ve yeni atanan öğretmenlerle barınma ihtiyaçlarının var olup olmadığı konusunda irtibata geçildiğini aktaran Tekin, “Bizim yaklaşık olarak bu 11 ilde 11 bin civarında öğretmenin konaklayacağı mekânlara ihtiyacımız ortaya çıktı. Bizden böyle bir talepte bulundular, biz her birine 2Kaç kişisiniz, birlikte mi kalacaksınız? Eşiniz, çocuğunuz, kimler var yanınızda?’ sorularını sorarak İçişleri Bakanlığımız ve AFAD koordinesinde bunların hepsinin konaklayacağı konteynerler oluşturuldu. Dolayısıyla böylesine bir operasyonda bunu yürütmüş olduk.” diye konuştu. Tekin, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’le ilgili değişiklikleri de anlattı. Millî Eğitim Bakanı Tekin, “Öğretmenler Odası Buluşmaları” kapsamında çok sayıda toplantı yaptıklarını, öğretmenlerin söz konusu programlarda şikâyetçi oldukları her konuyu samimiyetle paylaşabildiğini söyledi. “Sınıf tekrarı” konusunun öğretmenler tarafından da dile getirildiğini aktaran Tekin, “Sınıf tekrarı hem öğrencinin eğitim öğretim sürecini sağlıklı işlemesi hem de öğretmen arkadaşlarımızın kendi mesleklerini sağlıklı bir şekilde icra edebilmeleri açısından önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Açık Öğretime Geçiş
Bakan Tekin, açık öğretime geçişlerle ilgili yapılan düzenlemelere ilişkin, “Bunun aslında bir sürü sebebi var. Biri, biraz bu merdiven altı kurslara yoğun bir şekilde yönelme olayı gördüğümüz için buna engel olmak istedik. İkincisi biz çocuklara, yani Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki okulların müfredatı, okul öncesinden başlayıp 12. sınıfla tamamlanan ve birbiriyle ilişkili bir periyot… Dolayısıyla 9 yıl, 10 yıl devam eden çocuğun 11 ve 12’de bu sürecin dışına çıkmış olması bizim açımızdan bir risk. Bizim için asıl olan şey, çocuklarımızı örgün eğitim kapsamında değerlendirmek. Açık öğretim ya da açık lise dediğimiz şey aslında kurgusal olarak örgün eğitimin dışında kalmış bir şekilde ya da başka tür gerekçeleri de başta sağlık olmak üzere, örgün üretim alamayacak çocuklarımız için bir imkân olarak kurgulanmış. Yoksa normal okula gidebilecek, örgün eğitime devam edebilecek çocuklar gittiği an zaten eğitim öğretim sistemi sekteye uğramış demektir. Bu da bizim için önemli bir şey. Biz bize emanet edilen çocukların en iyi şekilde yetiştirmek istiyoruz.” ifadesini kullandı.
(BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder