İller

3 Ekim 2024 Perşembe

TESBİH MERASİMİ


Bilindiği gibi  insanlar doğar  bir müddet dünyada yaşar ve ölürler.  İnsanoğlu  var olduğundan  bu yana  insan yaşamının her evresinde çeşitli  inanç ve  tören ve ritüeller var ola gelmiştir.   Bizim   insanımız yedirmeyi, içirmeyi ikram etmeyi çok sevdiğinden; doğumda,  çocuğun diş çıkarmasında, sünnetinde, askere gitmesinde, düğününde  çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmakta ve çeşitli ikramlar yapmaktadır.  Burada asıl olan vermektir. Milletimiz bu tür olayları vesile kılarak içindeki verme duygusunu gerçekleştirmektedir. Bu yönüyle Allah'ın rızasına nail olacağına inanmaktadır. Milleti bir arada tutan inanç, adet gelenek ve törelerdir. Bizim yöremizde asırlardır yapılmakta olan tesbih geleneği de aslını dinimizden alan bir gelenektir.  
          Bu uygulama Bozkır–Hadim arası köylerde halkın büyük teveccüh gösterdiği bir uygulama olarak yapıla gelmektedir. Sair yörelerde mevlit yemeği, cenaze yemeği, hayır yemeği ismi ile anılan bu yemek töreni bizim yöremizde tesbih yemeği diye anılmaktadır. Tek farkı toplanan halkın  hep birlikte tesbih çekmesidir. Bir çok yörede cenazenin ardından  kadınlar toplanarak  70 bin tevhit hatmi çekerler.
           Ölen bir insanın ardından neler yapılabilir:  1- Ölen kimse  iyilikleriyle anılmalıdır. Onun için hayır dua yapılmalıdır. Ölenin dostları ziyaret edilebilir. Borçları varsa ödenmelidir. Mirasından fakirlere yardım yapılabilir. Yine ölenin adına çeşme, okul,  hastane, cami yapılabilir.
           Tesbih çekmenin dini hükmü:
              Kelime-i tevhid sözlük anlamı ile "Allah'ı birleme cümlesi" demektir. "Lâ ilahe illallah" sözünden ibarettir ve "Allah'tan başka ilah yoktur." anlamına gelir. Bu cümlenin ifade ettiği mana İslâm'ın temel ilkesini oluşturur. Hz. Peygamber (s.a.s.), "Kıyamet gününde benim şefaatim sayesinde en mutlu olacak insan, kalbinden içtenlikle, Lâ ilâhe illallah diyendir." (Buhârî, İlim, 33 [99]; Rikâk, 51 [6570]) buyurmuştur.

             Zikir, hatırlamak ve hatırlatmak demektir. Kelime-i tevhidi zikir olarak okumak, okuyana ve dinleyenlere Allah'ı hatırlatacağı için sevap kazandıran bir ameldir, zikirlerin en güzelidir. Resûlullah (s.a.s.), "En faziletli zikir 'Lâ ilahe illallah'; en faziletli dua da 'Elhamdülillah' demektir." (Tirmizî, Deʽavât, 9 [3383]; İbn Mâce, Edeb, 55 [3800]) buyurmuştur. (Din işleri Yüksek Kurulu  12.7.2017)
          1. Efendimiz (s.a.v)'' Bir kimse kendisi veya başkası için yetmiş bin Kelime-i Tevhid (kelime-i tayyibe) okursa günahları af olur'' buyurmuştur. (Hadis-i Şerif- Gulâm AlîAbdullah (Dehlevî) Makamat-ı Mazhariyye Sayfa 77)

          2. Resûli Ekrem (s.a.) bir hadisinde; Herkim 70.000 defa kelime-i tevhidi söylerse o kimse bağışlanır. Kim için söylenirse o da bağışlanır" buyurmuştur. (Mübârekfûrî, Mukaddime, s. 308;Haldun el-Ahdeb,   Esbâbu ihtilâfi'l-muhaddisîn, s.614.)

            Bir kimse  vefat  ettiği  zaman dini merasimler ve defin işleminin ardından gelen misafirlere  cenaze sahibinin komşuları tarafından yemek ikram edilir.  Bu yemekler komşular tarafından hazırlanan ev yemekleri olabileceği gibi genellikle pazar ekmeği arasında  ak helva da misafirlere ikram edilir. Kuran'ı Kerim'den sureler okunur hatim duaları yapılır  Tüm bunlara ilave  olarak   vefat  tarihinden  3-5  ay sonra   genellikle   harman  sonuna gelen günlerde ölen kişi adına tesbih merasimi icra edilir. Cenaze sahipleri günler öncesinden ekmek eğlerler, bulgur çekerler, kesilecek hayvan temin ederler. Yufka ekmek kepekli undan az esmer olur. Bulgur ise kabuğu alınmamış sert buğdaydan el değirmeni ile çekilir. Ayrıca gerekli olan yardımcı malzemeler  kazanlar, siniler, sergiler hazırlanır. Belirlenen bir günde  akrabalar, komşular yakın  köylerden insanlar davet edilir. En az iki üç hoca  çağırılır. İnsanlar bu davete içtenlikle icabet ederler. Çünkü hem vefat edenin bir hatırı, hem de geride kalanların bir hatırı vardır. Kaldı ki bu gün bana yarın sana misali insanlar bir nevi kendi  akıbetlerini düşünerek  toplantıya iştirak ederler. Bu merasim genellikle  öğle namazı  veya ikindi namazının öncesinde icra edilir. Yemek hazırlıkları sabahın ilk ışıklarıyla başlar.  Yemek menusu geleneksel bulgur pilavı üstüne haşlama ettir.   Ekmek olarak  daha önce  komşuların yardımıyla eğlenen yufka ekmek yenir. Bu yemeği köyden herkes pişirebilir ancak böyle  özel günlerde  bu işin erbabı güngörmüş tecrübeli erkek veya kadın  kimseler görevlendirilir. Yemek pişiren aşçılara höke denir.  Yemek pişiren aşçılara  komşular yardım eder. Aşçıya  ve yardımcılarına  belli bir ücret ödenmez, ancak  çorap, peşkir gibi hediyeler verilir ve onların ihtiyaç duyduğu  bazı hizmetleri  karşılanır.
            Tesbih merasimine gelen misafirler temiz elbiseler giyer abdest alarak  önce cenaze evine  sonra camiye giderler. Tesbih  öğle vakti  çekilecekse, Hoca efendi  vefat eden kişinin ismini zikrederek tesbinin çekileceğini ilan eder.  Tesbih merasime   Kuran'ı Kerim okunarak başlanır.  Mevlid-i Şeriften bir kısım bölümler okunur.  Cemaatin birlikte getirdiği salavatlar eşliğinde  999 çekimlik bir  iri taneli tesbih caminin ortasına büyükçe bir halka şeklinde açılır.   Bazen  cenaze sahibinin  avlusunda, harmanında da  tesbih çekilebilir. Hoca efendi  belli  duaları okuduktan sonra  La ilehe illlah der.  Tesbin  halkasının içinde ve dışında dizilmiş  cemaat  sessizce  Lailehe illlah demeye başlarlar.  Yapılan bu işin adı  ilmihal kitaplarında  yetmiş bin tevhit hatmi olarak zikredilmektedir.  Bu itibarla  zikredilen  La ilehe illallah  miktarının  yetmiş bine tamam olması gerekir.   Tesbih etrafında   yetmiş kişi hazır olmuşsa  tesbih bir defa döndüğü taktirde tevhit hatmi  tamamlanmış  sayılır. Şayet  otuz beş kişi  varsa tesbihin   iki defa  dönmesi gerekir. Tesbihin imamesi  hocadan başlar. İmame tekrar hocanın eline geldiği takdirde  bir  tur dönülmüş olur.  Tevhit sayısı  yetmiş bini bulduğu takdirde  hoca tesbih çekmeyi  tamamlar  ve duaya başlar. Dua sonunda cemaat "amin" diyerek merasim tamamlanmış olur.  Yine merasimin sonunda   daha önce okunan Kuranı kerim hatimleri için  hatim duası yapılır.  Tesbih merasiminin  başında  veya sonunda sevilen  ilahiler, naatlar ve kasidler  hocalar tarafından gür bir sesle okunur.  Cemaat "Allah kabul etsin."  "Allah tahsiratını affetsin". " Allah Cennetine koysun"  gibi  dualar ederek  camiden ayrılır.
         Dini merasimden sonra  misafirler yemeğe davet edilir.   Harman yerlerine serilen sergiler üzerinde  8-10 kişilik  gruplar halinde sofraya oturulur.  Sinin ortasında  bulgur pilavı üzerinde haşlama sulu et vardır. Etli bulgur pilavı yufka ekmekle yenir. Birinci sini biterse ikinci sini veya bulgur yeterli ise  üstüne  tavada ilave et istenir. Yöresel bir damak tadı olan  etli bulgur pilavı misafirler tarafından büyük bir iştiyakla yenir. Etli pilav dan sonra  misafirlere   susam helvası (ak helva) veya üzüm ikram edilir. Topluca yemek duası yapılır. Açık arazide kadın, erkek, çocuk, ihtiyar birlikte yapılan duaların daha çok kabul olunacağına inanılır.  
        Misafirler cenaze sahiplerine tekrar tekrar taziyede bulunurlar. Vefat eden kimsenin  iyiliklerini anarlar. O kimsenin C. Allah tarafından affedilmesi için herkes canı gönülden  niyazda bulunur.  Hatıralarını tazelerler.  O gün  cenaze evi için ikinci bir yas günüdür. Cenaze sahipleri  misafirlere katıldıkları için memnuniyetlerini belirtilirler,  manevi bir ibadet yapmanın hazzını duyarlar.  Ölen kimsenin yakınlarının hali vakti yerin olup bu tesbihi çektirmezse  komşular tarafından  hafif de olsa  kınanırlar, tan edilirler. . Dini inanç  ve  amellerimiz, milletimizin  kültür ve gelenekleriyle birleşerek çok güzel  toplumsal değerler ortaya çıkmıştır.  Türkler  Müslüman  olduktan sonra  eski gelenekleri ile İslam'ın emirleri birleştirip  "Anadolu İrfanı" nın ortaya çıkmasın sağlamışlardır. Gönül alma ve insan sevgisine dayalı bir inanç türü gelişmiştir, İlahiler, kasideler, mevlitler gürül gürül okuna gelmiştir. Bizim yöremizde uygulanan tesbih merasimi de böyle güzel bir  değerdir. Dileğimiz böyle güzel toplumsal değerlerimizin  kıyamete kadar yaşamasıdır. Bu küçük  yazı ile de  böyle  bir değerin gelecek nesillere  aktarılmasına vesile olmuşsam  kendimi bahtiyar  hissederim.
 Mustafa Şen
  Mayıs/20011
  Konya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder