Depremden 65 saat sonra, 3 yaşındaki Elif Perinçek’i, Doğanlar Apartmanı’ndaki enkazdan mucizevi bir şekilde kurtaran ekipte yer alan, minik depremzedenin parmağından tutarak hayata tutunduğu itfaiyeci onbaşı Muammer Çelik ve o anın tarihi fotoğrafını çeken İstanbul İtfaiyesi fotoğraf sorumlusu Süreyya Mümtaz Kurt ile de bir araya gelen İmamoğlu, çalışmalarda yer alan tüm ekibe minnet duygularını iletti. İmamoğlu, “Biz, şu anı yaşamak istemeyiz. Siz de istemezsiniz. O insanların canlarını, evlerinin içinde yaşarken güvence altına almalıyız, sonrasında kurtararak değil. Kaç kişi kurtarabilirsiniz ki? Esas meselemiz odur. Ama iyi ki varsınız” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kovid-19 tedavisinin sonlanmasının ardından saha çalışmalarına başladı. İmamoğlu, geçtiğimiz 30 Ekim günü, saat 14.51’de 6.9’luk şiddetinde depremle sarsılan İzmir’de arama kurtarma çalışmalarında bulunan İstanbul İtfaiyesi ekiplerini ziyaret etti. İmamoğlu’na itfaiye ziyaretinde İBB Başkanvekili Hüseyin Aksu, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, İBB Sözcüsü ve Başkan Danışmanı Murat Ongun ile İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak eşlik etti. Kendisini karşılayan itfaiye personeline teşekkürlerini ileten İmamoğlu, kurumun bahçesinde çalışanlarla bir sohbet gerçekleştirdi. Sohbet sırasında; depremden 65 saat sonra, 3 yaşındaki Elif Perinçek’i, Doğanlar Apartmanı’ndaki enkazdan mucizevi bir şekilde kurtaran ekipte yer alan İBB İtfaiye Müdür Yardımcısı Ahmet Yavuz, minik depremzedenin parmağından tutarak hayata tutunduğu itfaiyeci onbaşı Muammer Çelik ve o anın tarihi fotoğrafını çeken İstanbul İtfaiyesi fotoğraf sorumlusu Süreyya Mümtaz Kurt da İmamoğlu’nun yanında yer aldı.
“DEPREM GERÇEĞİYLE BÖYLE YÜZLEŞMEK İSTEMEYİZ”
İBB İtfaiyesi’nin tarihi bir teşkilat olduğunu belirten İmamoğlu, arama kurtarma çalışmalarına katılan tüm personele, İzmir Depremi’nde gösterdikleri üstün başarı nedeniyle teşekkürlerini ileterek şunları söyledi:
“Tabii deprem gerçeğiyle böyle yüzleşmek istemeyiz. Depremde insanların, iyi biliyoruz ki ölümüne sebep olan, can kaybına sebep olan, binalar. O binaların olmaması lazım; o binaların bu şekilde olmaması lazım. Ama ne yazık ki bunları yaşıyoruz ve sizlere ihtiyaç duyuyoruz. Diğer arama kurtarma teşkilatları gibi çok üstün başarı ile emek veriyorsunuz, hizmet ediyorsunuz. Bazen mucizevi hayatlar kurtuluyor bu çalışmalar sayesinde. O iki küçük evladımızın kurtuluşu da böylesi bir emeğin karşılığı. Bize güç, kuvvet kattınız; sağ olun, var olun.”
“İTFAİYE TEŞKİLATINI GÜÇLENDİRMELİYİZ”
İtfaiye ve zabıta gibi teşkilatların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bu manada sayısal talebimiz de oldu. 500 talebimiz itfaiyede oldu. Yanılış hatırlamıyorsam zabıtada 750 olmuştu. Ama ne yazık ki itfaiyede, bu taleplerimizin yarısı kabul edildi. Daha fazla almamız lazım. Ben, bunu İstanbul Valisi Sayın Yerlikaya ile de konuştum. O da buna hassasiyet göstereceğini, bunu konuşacağını söyledi. Afetle anılan böylesi bir kente, öyle yüz-iki yüz, üç yüz, beş yüz… Bunlar bile az. Bu teşkilatın, İstanbul’a değil Türkiye’ye insan kaynağı yetiştiren bir tarafı var. Bunu biliyorum. Türkiye’nin birçok yerinde, buradan yetişmiş insanın görev yaptığını da biliyorum. Böylesi bir ocağın, böylesi bir yetiştirme merkezinin daha güçlü bir şekilde var olmasına, özellikle özen göstermeliyiz” dedi.
ÇAĞLAR’A TALİMAT
Yanında bulunan Genel Sekreter Çağlar’a yeni talepte bulunulmasına dair yazı yazılması talimatı veren İmamoğlu, “Hem valiliğe ham de bakanlıktaki ilgili kurumlara bildirelim. Biz ne yapacağız? Gayet şeffaf, hak edeni bu kuruma katacağız. Kız bizim, oğlan bizim düğünü yapmıyoruz ki. Adaletli bir şekilde, bu işin hakkını verebilecek sizler gibi insanları, bu sürecin içine katacağız. Başka ne yapacağız? Hepsi bizim canımız. O bakımdan bu talebi açalım. İstanbul’un çok acil ihtiyacı vardır. En şeffaf, en adil, en liyakatli bir biçimde süreci sonlandıracağınızdan hiçbir kuşkum yok. Ama aynı şekilde bunun sayısını da artırmalıyız. Kuvvetli, insanın kendini güçlü hissettiği yeni yol arkadaşlarını aramıza katmalıyız ki, böyle deneyimli insanlar da onlara tecrübelerini aktarsınlar. Aktarsınlar ki, bu bir devir daim gibi güçlenerek devam etsin. Hepinize minnet duyuyorum. İstanbul halkı adına, milletimiz adına minnet duyuyorum. Biz, şu anı yaşamak istemeyiz. Siz de istemezsiniz. O insanların canlarını, evlerinin içinde yaşarken güvence altına almalıyız, sonrasında kurtararak değil. Kaç kişi kurtarabilirsiniz ki? Esas meselemiz odur. Ama iyi ki varsınız” diye konuştu.
YAVUZ: “ENKAZ ALTINDA HERKESE ULAŞAMIYORUZ”
İBB İtfaiye Müdür Yardımcısı Yavuz, arama kurtarma çalışmaları sırasında yaptıkları çalışmalar ve yaşadıkları süreçle ilgili İmamoğlu’nu bilgilendirirken, “Özellikle Elif ve ailesinin kurtulmasında arkadaşlarımızın çok çok büyük bir mücadelesi oldu. Çünkü aile, tamamen enkaz altındaydı. Orada ilk önce annesine ve kardeşlerine ulaştık. Maalesef erkek çocukları vefat etmişti. Ama Elif’in de orada olduğunu biliyorduk. Onunla ilgili babasıyla sürekli istişare ettik. Ekibimizin büyük bir kısmını orada yoğun bir şekilde çalıştırdık. Ertesi gün, saat 8’i 1 geçe Elif’i bulduk arkadaşlarımızla beraber ve çıkardık. Akabinde İdil’i çıkardık biz, Emrah Aparmanı’ndan. Enkaz altında sonuçta herkese ulaşamıyoruz. Öncelikle önlem, bizim için çok önemli husus.
ÇELİK: “HAYATIMDA DA İLK DEFA BÖYLE BİR ŞEYLE KARŞILAŞTIM”
Minik Elif’in hayata tutunduğu parmağın sahibi itfaiye onbaşı Çelik de duygularını, “Ben, 24 yıllık itfaiyeciyim. Hayatımda da ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Yani bir çocuğun orada benim elimi tutması, bırakmaması… Sağlıkçılar, elimi bırakmamı söylediğinde, ‘Ben bıraksam da o beni bırakmıyor’ dedim” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu, tarihi anı fotoğraflayan Kurt’u da “Depremin ne yazık ki simgesi oldu o fotoğraf. Ama zor bir an tabi. Hepimizi duygulandırdı. Ben, hastanede takip ettim süreci. Ama yüreğimiz sizlerle attı” sözleriyle tebrik etti. İmamoğlu, ziyaretinin ardından İzmir’e doğru yola çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder