Moğollar deyince akla ne gelir? Bağdat'ta kıpkırmızı akan bir nehir. Yıkılan mabetler. Ağlayan insanlar ve İslam medeniyetini yıkan durmak bilmeyen bir halk. Cengizhan ve Hülagü zapt edilemeyen kaleleri alan komutanlar. Hatta aha kıyamet geldi. Yecüc ve Mecüc ortaya çıktı meselesi. Daha neler neler. Bugünkü yazımız tarihin görme denilen yüzü ile ilgili olacaktır. Türk müdür bu millet? Cevabımız hayır. Akraba mıyız? Hem de sapına kadar. Araplar, Kürtler ve Boşnaklar gibi kardeş bir millet mi? Elbette öyle. Anadolu'ya gelen binlerce göçebenin damarında Moğol kanı akıyor. O göçerlerin torunları bizler. Edirneli, Samsunlu ve Hakkarili. Mevlana'nın tahmin ettiği gibi büyük balık küçük balığı yiyememiş ve tarihin gördüğü en ciddi göçebe akınlarından biri olan Moğol istilası bu milletin İslamlaşması ile sonuçlanmıştı. Hatta Anadolu'da Farsça yerine Türkçe'nin güç kazanması da Moğolların bir etkisidir. Yarım asırdan fazla memleketimizi yöneten İlhanlı devleti, ata kökleri olarak Moğol olsa da Türk medeniyeti içerisinde değerlendirilmelidir. İşin İslam yönünü aşağıda açıklayacağım. İlhanlılar hakim güç olarak ve Bozkır kültürünün etkisiyle tüm dinlere aynı mesafede durmaya çalışmışlardır. İlk hükümdarları Budist ve Şamanist olsa da bu toplum farklı dinlere açık olmuştur. Zaman içerisinde Yahudi ve Hristiyanlar arasında güç mücadelesi olsa da İslam asıl güç olarak galip gelmiştir. Çünkü Müslüman coğrafyayı yöneten bu devlet kültür olarak daha üst düzey ve kalabalık unsurun hakimiyeti altına girmişti. Mezhep konusunda politik davranmışlardır. Özellikle Memlüklere karşı Şia unsurunu desteklediklerini görmekteyiz. Ancak bu kalıcı bir tercih olmamıştır. Gazan Mahmut Han ve Ahmet Teküdar dönemlerinde Sünni politikalar benimsenmiştir. Yaptıkları tahribatın aksine Müslüman olunca şiir, edebiyat, astronomi vb. ilimlere önem vermişler ve pek çok medrese yaptırmışlardır. Meşhur çifte minareli medrese, Beyşehir İsmailağa Medresesi ve Kırşehir Cacabey Camii bu devlete aittir. Bu nedenle tarihte bir milleti sürekli yıkıcı veya yapıcı olarak değerlendirmek yerine olaya bütün olarak bakmak zorundayız. Bu nedenle devletin kurulduğu siyasi zemin ve bu kapsamda meydana gelen sonuçları analiz etmek tarihi doğru yorumlamak açısından faydalı olacaktır. Selam ve dua ile.
http://dlvr.it/S8PhzW
http://dlvr.it/S8Q9Zm
Yerel Gazeteler
- ADANA
- ADIYAMAN
- AKSARAY
- AMASYA
- ANTALYA
- ARDAHAN
- ARTVİN
- AYDIN
- BALIKESİR
- BARTIN
- BATMAN
- BAYBURT
- BİLECİK
- BİNGÖL
- BİTLİS
- BOLU
- BURDUR
- BURSA
- ÇANAKKALE
- ÇANKIRI
- ÇORUM
- DENİZLİ
- DİYARBAKIR
- DÜZCE
- EDİRNE
- ELAZIĞ
- ERZİNCAN
- ERZURUM
- ESKİŞEHİR
- GAZİANTEP
- GİRESUN
- GÜMÜŞHANE
- HAKKARİ
- ISPARTA
- İSTANBUL
- KAHRAMANMARAŞ
- KARABÜK
- KARAMAN
- KASTAMONU
- KAYSERİ
- KIRIKKALE
- KIRKLARELİ
- KIRŞEHİR
- KOCAELİ
- KONYA
- KÜTAHYA
- MALATYA
- MANİSA
- MARDİN
- MUĞLA
- MUŞ
- NEVŞEHİR
- NİĞDE
- OSMANİYE
- RİZE
- SAKARYA
- SAMSUN
- SİİRT
- SİNOP
- SİVAS
- ŞANLIURFA
- ŞIRNAK
- TEKİRDAĞ
- TOKAT
- TRABZON
- TUNCELİ
- UŞAK
- VAN
- YALOVA
- YOZGAT
- ZONGULDAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder