İller

16 Şubat 2022 Çarşamba

​Çocuklar Şükredilmesi Gereken Bir Nimet Değil mi? (1)


Yeni göreve başladığım zamanlarda, sürekli okula gelen öğrenci velileri dikkatimi çekerdi. Ne güzel; duyarlı ve bilinçli ailelerde de var, derdim. Bu düşüncelerimin, aileleri tanıdıkça zamanla değiştiğini görmeye başladım. Düşüncelerimin iyi, güzel ve hoş olduğunu; fakat ailelerin zamanla niyetlerinin çocuklar olmadığının farkına vardım.

 Bu ailelerin çocuklarının başarısıyla çevrelerinde övünmek ve bu çocukları toplumsal tatmin aracı olarak kullanmak istediklerine şahit olmaya başladım.

O çocuklarının aslında zannedildiği kadar zeki olmadıklarını ve bu çocukların kendi hallerinde birer öğrenci olduklarını anladım. İşin garip tarafı da ailelerin çocuklarının bu kapasitede de olduklarını bile bile bu beklenti içine girmeleridir.

Bizim bilinçli diyerek takdir ettiğiniz bu veliler, aslında çocuklarının kapasitelerinin üstünde bir beklenti içine girerek hem bu çocukları hem kendilerini sıkıntıya sokmaktadırlar. Allah bu çocuklara sabır ve yardım etsin diyorum. Çünkü evde size sürekli ders çalışmanızı söyleyen, sizleri sürekli birileriyle kıyaslayan ve sizin kapasitenizi düşünmeden kendileri için sizi yarış atı gibi yarıştıran bir anne baba düşünün. Kısacası bu durumda olan çocuklar için bir empati yapmaya çalışın.

Ben bu tip ailelere, seminerlerimde ve aile görüşmelerimde şunu anlatmaya çalışıyorum; fakat onlar anlamak istemiyorlar. Ailelere şu ifadeleri çok kullanmışımdır:

"Bu çocuklar sizlerin zannettiği kadar ve sizlerin beklentilerinizi karşılayacak kadar zeki çocuklar değillerdir. Bu çocukları, oldukları gibi kabul edin ki hem siz hem de çocuklarınız rahat etsin.  Bu çocuklar sizlerin istedikleri okulları kazanamayacak olsalar da; fiziksel ve zihinsel olarak özürlü çocuklar da değillerdir. Ya birde çocuklarınız özürlü olsalardı o zamanda bu beklenti içinde olur muydunuz? Özürlü çocuğu olan aileleri düşünmelerini istiyorum"

Yeni göreve başladığım yıllardaki ailelerle, şimdiki aileler arasında da (çocuklardan başarı beklentisi adına) arasında pekte fark olmadığı gördüm. Aileler 15 yıl öncesi de aynı şimdi de aynı beklenti içinde. Sonuç olarak şimdiki ailelerde aynı hatalara düşmektedirler.

Çocukların yeteneklerinin üstünde bir beklenti içine girilerek hem çocukları hem de kendilerini sıkıntıya sokan çok ailelerle karşılaşmaktayız halen okullarda.

Hocam, benim çocuğum en iyi yeri kazansın diyen aileye; neden dediğimizde de falan falanın çocuğu çok iyi yeri kazandı da ondan, benim çocuğumun ondan neyi kalır.

 Peki; siz çok iyi mükemmel bir anne baba mısınız? Sizi hiç çocuğunuzun sizi maddi ve manevi olarak başkalarını örnek göstererek kıyasladığına şahit oldunuz mu?

 Bu sorularıma ailelerin cevabı: "Elimizden gelenin fazlasıyla yapıyoruz. Yemeyip yediriyoruz, giymeyip giydiriyoruz, onlar için çalışıp çabalıyoruz. Hatta onlara özel dersler aldırtıp dershanelere gönderiyoruz" olur.

Peki, bir anne babanın görevi çocuklara sadece yedirip içirip giydirip ondan sonrada kapasitesinin üstünde bir beklenti içine girmek midir? Bir anne babanın başka ne görevi ne olabilir diyen ailelere; çocuklarını gerçek anlamda tanımadıklarını işe önce çocuklarını tanımakla başlamalarını öneriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder