Kahramanmaraş Pazarcık merkezüssü olan depremlerde Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Hatay, Malatya, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa gibi çok sayıda ilde yıkımlar meydana geldi. Türkiye, 1999 Gölcük Depremi’nden de daha büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğu bu günlerde başka illerde de meydana gelebilecek olası depremlerin tedirginliğini yaşıyor.
Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA), 6 Şubat’ta meydana gelen depremleri öngören, uyarılarda bulunan Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür ile görüştü. Ülke genelinde özellikle Marmara Bölgesi’nde İstanbul’da büyük bir deprem tedirginliği hakimken, Ege Bölgesi’nde de aynı tedirgin hava esiyor. “İstanbul’da uzatmaları oynuyoruz. Deprem İstanbul surlarına dayandı” açıklamasında bulunan Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Görür, BSHA’nın İzmir’e yönelik sorularını yanıtladı. Görür, ülke genelindeki deprem tedirginliğini yaşayan kentlerden biri olan İzmir ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi’nin Mikro Bölgeleme Çalışması’nın öneminden bahsetti. Görür, İzmir’in deprem bilimciler olarak kendilerini korkuttuğunu ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Mikro Bölgeleme Çalışması’nın İzmir’de periyodik olarak ne zaman bir deprem olacağı hakkında bilim insanlarına rehber olacağını söyledi.
“İzmir Bizleri De Tedirgin Ediyor”
İzmir’in birçok yerinin zemin olarak çürük olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, “Bayraklı’da yıkımlara neden olan depreme İzmir depremi diyoruz ama o İzmir depremi değildi. Yunanistan’da Sisam Adası’nda olan bir depremdi ama İzmir’de yıkımlara ve can kaybına neden oldu. Dolayısıyla İzmir’de, yarımada oldukça fazla sayıda aktif faylar ile kesilmiştir. Bu Kuzey Doğu, Güney Batı, Kuzey Güney, Doğu Batı fayları ile örgülü bir şekilde kesilmiştir. Çok aktif fayın olduğu bir yarımada olan İzmir dolayısıyla bizi tedirgin ediyor. Bu canlı faylar günün birinde harekete geçse İzmir’i duman eder çünkü Sisam’da olan bir deprem bile 80 km ötedeki İzmir’e bunu yaptıysa kendi içinde bir deprem ne olur diye düşünüyoruz” dedi.
İzmir Büyükşehir’in Mikro Bölgeleme Etüt Projesi’ne Övgü
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir İleri teknoloji Enstitüsü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen, kentin depreme neden olabilecek fayların adeta röntgeninin çekileceği Mikro Bölgeleme Etüt Projesi’ne değinen Naci Görür, “İzmir BüyükŞehir Belediyesi faydalı ve doğru bir iş yapıyor. Benim de ‘Mikro Bölgeleme Çalışması yapmadan İzmir’i depreme hazırlayamazsınız’ şeklinde önerim olmuştu. ODTÜ Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Erdin Bozkurt ve ekibinin de dahil olduğu proje çok faydalı bir projedir. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Hasan Sözbilir ve arkadaşları da yine çok faydalı çalışmalar yapıyorlar. Peki mikrobölgeleme çalışmasında ne yapılacak? İzmir’deki fayların özellikleri ayrıntılı bir şekilde ortaya konulacak. Fayların deprem üretme potansiyeli, kapasitesi nedir? Deprem üretme tekerrür periyodu nedir? Sorularının cevapları bulunacak. Bütün bu bilgiler ortaya çıktıktan sonra İzmir’in depremselliği hakkında dişe dokunur bir şey söylemek mümkün olacaktır. Tabi bu ayrıntıyı bilmeden genel anlamda kesin olarak şunu söyleyebiliriz. İzmir tehlikeli bir deprem kentidir. İzmir’de en az 15-16 tane aktif fay var. Batı Anadolu’nun ciddi deprem fayları da İzmir’den geçiyor. İzmir fayı Kuzey’deki Manisa grabeninin Güney kesimindeki faylardır. Bu yönüyle İzmir’e bir deprem kenti diyebiliriz” açıklamalarında bulundu.
“Mikro Bölgeleme Projesi Gün Vermeyecek Ama Zamanını İşaret Edecek”
Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Mikro Bölgeleme Projesi’nin tabi ki İzmir’de ne zaman deprem olacağına ilişkin gün veya saat vermeyeceğini ancak kentte ne zaman deprem olabileceğine ilişkin periyodun ön görülebilmesine yardımcı olacağını söyledi. Görür sözlerine şöyle devam etti: “Mikro Bölgeleme Çalışması bittikten sonra İzmir’de ne zaman deprem olabileceğini periyot olarak ön görebiliriz. Kesin tarih gibi değil ama periyot olarak bunu görebiliriz. Ayrıca İzmir’de bu çalışmalar bitince bir de zayıf çürük zeminler ortaya çıkacak. Bu çürük zeminler deprem dalgalarını büyüten zeminlerdir. Çok fazla sallanmaya ve sarsılmaya neden olurlar. Çok fazla yük bindirirleri binalara ve yıkıma neden olurlar. Biz kabaca bunları biliyoruz. Batı Anadolu sürekli sağdan soldan stres birikimleri altında bu nedenle yer bilimciler olarak İzmir’den korkuyoruz.”
Türkiye’de Deprem Açısından Hassas Yerler
Prof. Dr. Naci Görür son olarak Türkiye’de deprem hassasiyeti olan yerler arasında Marmara Bölgesi’ni her fırsatta belirttiklerini ancak İzmir’e de dikkat etmek gerektiğini de söylediklerini ifade etti. Görür, “İzmir ile ilgili dediğim gibi Mikro Bölgeleme Çalışması bize doğru tahminleri sunacaktır. Erzincan ve Karlıova, Hakkari Bölgesi’nde de deprem hassasiyeti mevcuttur. Kahramanmaraş depremlerinin ardından da şu anda ülkemizde Hatay Ve Adana bölgesine de dikkat etmek gerektiğini söylüyoruz” vurgusunda bulundu. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder