İstanbul’da deprem riski nedeniyle tahliyesine karar verilen hastaneler arasına bir yenisi daha eklendi. Maltepe’de bulunan, solunum hastalıkları alanında ülkenin önemli hastaneleri arasında ilk sıralarda yer alan Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin iki ayrı hastaneye taşınmasına karar verildiği öğrenildi. Türk Toraks Derneği konuyla ilgili BSHA’ya açıklama yaparak, hastanenin sağlık kurumu olması şartıyla bağışlandığının altını çizdi, yerinde dönüşüm çağrısı yaptı. Hastanenin bir kısmının geçici süreyle Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ne taşınacağı belirtildi. Türk Toraks Derneği, Süreyyapaşa arazisinde yarı çelik prefabrik hastanenin kısa sürede yapılacağı bilgisinin idare tarafından hastane çalışanlarıyla paylaşıldığını, dernek olarak yapılan çalışmaların takipçisi olacaklarını belirtti.
Süreyyapaşa Sağlık Kurumu Şartıyla Bağışlanmıştır
Kahramanmaraş depremlerinin ardından deprem bölgelerinin dışındaki illerde de bina tespitleri yapılmaya başlanarak özellikle sağlık tesislerinde acil dönüşüm çanları çalmaya başladı. Deprem riski taşıması nedeniyle metropol şehir İstanbul’da tarihi öneme sahip hastanelerden; Cerrahpaşa ve Çapa Tıp’ta tahliyeler gerçekleştiriliyor. Bir hastane tahliye haberi de Maltepe’de bulunan Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden geldi. Sağlık kurumu olması şartıyla Adalet Süreyya İlmen tarafından bağışlanan Süreyyapaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin deprem riskli bina özelliğinde olduğunun 2018 yılında belirtildiği, 6 Şubat depremlerinden sonra hastane ile ilgili iki ayrı hastaneye tahliye kararı alındığını açıklayan Türk Toraks Derneği, Bilim Sağlık Haber Ajansı’na (BSHA) yaptığı yazılı açıklamada ‘yerinde dönüşüm’ çağrısı yaptı.
“Süreyyapaşa Bir Tarih ve Kültürdür”
Cerrahpaşa ve Çapa Tıp, Şişli Etfal hastaneleri gibi Maltepe’de bulunan Süreyyapaşa Hastanesi de kentin kültürüne önemli katkıda bulunan, tarihi yapısıyla da önem taşıyan hastaneler arasında yer alıyor. İstanbul’da, Kahramanmaraş depremleri sonrasında merkezi konumda olan ve tarihi önem taşıyan hastanelerdeki tahliyelere yönelik açıklamalar devam ediyor. Kentin sağlık tesislerinde dört bir yandan ‘yerinde dönüşüm’ çağrısı yapılıyor. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin deprem riski nedeniyle iki ayrı hastaneye taşınacağı ile ilgili Türk Toraks Derneği, Türkiye’de solunum hastalıkları alanında önemli bir yeri olan hastanenin kendi yerinde, en hızlı şekilde dönüştürülmesinin önemine dikkat çekti.
Süreyyapaşa Arazisinde Yarı Çelik Prefabrik Hastane Yapılacağı Belirtildi
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri yazılı açıklamada, göğüs hastalıkları alanının uzmanlık derneği olarak, göğüs hastalıkları alanının bu çok önemli hastanesinin taşınma süreci hakkındaki görüşünü kamuoyuna ve muhataplarına iletmeyi bir sorumluluk olarak gördüğünü belirtti. Türk Toraks Derneği, “Ülke genelinde var olan tüm sağlık kurumlarının binalarının deprem açısından yeterli direnci sağlayabilecek bir yapıda olması gerektiği ve olası bir deprem sürecinde topluma sunulacak sağlık hizmetinin kesintisiz biçimde devamının sağlanmasının zorunlu olduğu açıktır. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH’nin binalarının deprem açısından riskli binalar arasında olduğu ve bu nedenle hızla deprem riski düşük binalara nakli geçici çözüm olarak çalışanlara duyurulmuştur. Süreyyapaşa arazisinde yarı çelik prefabrik hastanenin kısa sürede yapılacağı bilgisinin idare tarafından hastane çalışanlarıyla paylaşıldığı belirtilmiştir” açıklaması yaptı.
Adalet Süreyya İlmen ‘Sağlık Kurumu Olması’ Şartıyla Bağışladı
Hastanenin sağlık kurumu şartıyla bağışlanan bir alan üzerinde kurulu olduğuna dikkat çeken Türk Toraks Derneği Üyeleri açıklamada şu cümlelere yer verdi: “Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bizim açımızdan sadece İstanbul’da solunum sistemi hastalıklarının önemli bir yükünü üstlenen kurum değildir. Aksine gerek geçmiş mirası, gerekse bugünkü yetkinliği nedeniyle bir ekol ve okuldur. Bu nedenle geçici taşınma sürecinde ve gelecekte de bu ekol ve okul yapısının özenli biçimde korunması, tek çatı altında yaşamına devam etmesi ve çağımızın bakış açısıyla eksiklerinin tamamlanarak referans bir torasik merkez olarak geleceğe aktarılması gereklidir. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul’da göğüs hastalıkları alanının önemli bir yükünü üstlenen, aynı zamanda tarihi geçmişi olan kadim bir sağlık kurumumuzdur. Bilindiği üzere söz konusu hastane, 1950 yılında Adalet Süreyya İlmen’in ‘Sağlık kurumu olarak kullanılmak şartıyla’ hibe ettiği bir alanda faaliyetine başlamıştır. Bu çerçevede sayın İlmen’in de şartına bağlı kalınarak söz konusu alanın tamamının sağlık kurumu olarak devam ettirilmesi zorunluluktur.”
Aynı Yerde En Kısa Sürede Yenilenmelidir!
“Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul’da göğüs hastalıkları açısından hem çok önemli bir ekol, hem de sunduğu hizmet yönünden vazgeçilmez bir hastanedir” açıklaması yapan Türk Toraks Derneği şunların altını çizdi: “Bu hastanenin deprem açısından durumu, olası akıbeti, olacaksa taşınma sürecinin organizasyonu ve olası bir İstanbul depreminde üstleneceği rol, Sağlık Müdürlüğü ve hastane başhekimliğin yanı sıra yerel yönetimler, sağlık meslek örgütleri, sağlık sendikaları ve uzmanlık derneği olarak tarafımızın da bulunduğu bir yapıda kararlaştırılmalıdır. Derneğimiz hastanenin taşınma süreci ve sonrasını yakından izleyecek, talep olması halinde gerekli katkıları sunmak için işbirliğine açık olacak ve konuyu hem hasta hem sağlık çalışanlarının yararı açısından gündeminde tutacaktır. Tekrar aynı yerde, aynı enerjiyle en kısa sürede, hep birlikte devam edilmesi halk sağlığı ve çalışan tüm Süreyyapaşa ekibi için en büyük dileğimizdir.”
Bir Kısmının Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ne Taşınması Planlanıyor
Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin geçici taşınma yerlerinden birisinin Sultanbeyli Devlet Hastanesi olduğu bilgisini paylaşan Türk Toraks Derneği, Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ne toplu taşıma ile ulaşım süresi, trafiğin yoğun olmadığı bir günde en iyi ihtimalle 2 saat arasında değiştiğine, hastane çalışanlarının ağırlıkla çalıştıkları hastane çevresinde ikâmet ettikleri dikkate alınırsa bu trafik yükünün İstanbul trafiğini daha da ağırlaştıracağı dikkate alınmasını söyledi. Geçici taşınma sürecinde gerek Süreyyapaşa Hastanesi’nden, gerekse de İstanbul’un Anadolu yakasındaki önemli merkezlerden (Kadıköy Rıhtım, Göztepe, Maltepe, Ümraniye vs) Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ne ücretsiz servis araçlarının işlerliğinin sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
“Taşınması Solunum Sıkıntısı Çeken Hastalar İçin Sorun Yaratabilir”
Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH’ni merkeze alarak 500 ve bin 500 metre mesafede hastanenin çevresinde Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası dışında yataklı kamu sağlık kurumunun olmadığına dikkat çeken Türk Toraks Derneği, Süreyyapaşa Hastanesi’nin taşınmasının, hastaların sağlık hizmetlerine erişiminde, özellikle solunum sistemi hastalıkları açısından kapatılamayacak bir soruna yol açacağına vurgu yaptı. Dernek Yönetim Kurulu, “Söz konusu sorunu yaşamamak için geçiş sürecinde Süreyyapaşa EAH’nin bir bütün olarak korunarak, kalıcı binaları tamamlanana kadar geçici bir süreyle, Marmara Üniversitesi Pendik EAH’a bağlı Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası’nda ayaktan ve yataklı hizmetinin bugün mevcut olduğu biçimiyle devamının sağlanması düşünülmelidir” önerisinde bulundu. Türk Toraks Derneği ayrıca, Süreyyapaşa Hastanesi’nin yakın çevresinin dışında yer alan kamu sağlık hastane sayısının da oldukça kısıtlı olduğunu belirterek detaylı bilgiler verdi: “Bu kurumlar arasında 535 hasta yatağıyla Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Hastanesi, 400 hasta yatağıyla Sultanbeyli Devlet Hastanesi, bin 205 hasta yatağıyla Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi ve 50 hasta yatağıyla Maltepe Devlet Hastanesi dikkat çekicidir. Hiç kuşkusuz bu hastanelerde mevcut bulanan söz konusu yatak sayıları, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH’nin aksine sadece göğüs hastalığı alanına ait değil tüm dallara ait hastalara hizmet vermektedirler. Öte yandan bu hastaneler arasından en yüksek hasta yatağı sayısına sahip olan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin Kartal, Maltepe, Adalar, Pendik ve Tuzla olmak üzere beş ayrı ilçede hizmet verdiği dikkate alındığında solunum sistemi hastalıklarına sahip olan hastalar için Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin sadece göğüs hastalarına yönelik 555 yatağa sahip olmasının ikâme edilemeyecek değeri daha iyi anlaşılabilir. Bu nedenle geçici taşınma sürecinde Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’den azalacak her hasta yatağı, göğüs hastalıkları alanında açığı kapatılamayacak bir sorun ve hastalarda hizmete erişememe durumu yaratacaktır.”
Tüberküloz Hastaları İçin Önemli Bir Hastane
“Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yüksek hasta yatak kapasitesine sahip olması dezavantajlı hastalara pozitif ayrım yapabilme imkânını var etmektedir. 74 yataklı tüberküloz ve 72 yataklı palyatif servisler bu pozitif ayrımın yansıdığı kimi alanlardır. Bilindiği gibi Sağlıkta Dönüşüm Programıyla birlikte, ülkemizde, giderek tüberküloz ve palyatif servis yatakları azalmaktadır. Oysa Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH, İstanbul’un en fazla hasta yatak sayısına sahip tüberküloz ve palyatif servislerini barındırmaktadır. Hastanenin taşınma sürecinde her iki servisin de yatak sayısında azalma yapılacağı bilinmektedir. Bu azalmanın anlamı, İstanbul’daki verem hastalarının ve ölümcül sağlık sorunları olan ağırlıkla yaşlı ve ek hastalıkları bulunan hastaların kendi başlarına kalacakları gerçeğidir. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH’nin taşınma süreci, İstanbul’da zaten oldukça sorunlu olan tüberküloz sorununu katmerleştirerek arttıracaktır. Bununla birlikte halen Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin özellikle dirençli verem hastaları yönünden il dışından da hasta kabul ettiği dikkate alınırsa azalacak tüberküloz yataklarının olumsuz etkisi ülke çapında olacaktır. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bünyesinde kamu hastaneleri arasında en fazla sayıda hasta yatağının bulunduğu uyku merkezi vardır. Taşınma sürecinde bu merkezin yatak sayısındaki olası azalma, hastaların hizmete ulaşamamasına ve mecburen özel sağlık kurumlarına yönelmelerine yol açacaktır. Benzer biçimde oldukça yüksek sayıda yatak kapasitesine sahip olan yoğun bakım ve solunum sistemi hastalıklarının sağaltımında kritik role sahip olan pulmoner rehabilitasyon bölümleri de taşınma sürecinde yaşanacak küçülmeden olumsuz etkilenecek ve bu kliniklerin hizmet sunduğu hastalar sağlık hizmetine erişemeyeceklerdir. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH’nin halen yıllık poliklinik hizmet sayısı 310 bindir ve her ay en az 250 kişiye bronkoskopi işlemi yapılmaktadır. İstanbul’un Anadolu yakasındaki hiçbir hastanenin solunum sistemi hastalarına yönelik olarak böyle bir kapasitesi ve imkânı yoktur. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ise hastane çalışanlarının büyük bir özverisi ile bu düzeydeki bir solunumsal hastalık yükünü üstlenmektedir. Hastanenin taşınma döneminde bu yükü azaltabilecek her uygulama, özellikle Anadolu yakasında ikamet eden göğüs hastalarının sağlık hizmetine ulaşamaması anlamına gelecektir.”
1600 Yatak İle Kapasitesi Yüksek Bir Hastane
“1952 senesinde 50 yataklı olan yapı, 1976 senesinde bin 600 hasta yatak kapasitesine ulaşmıştır. 1957 yılından itibaren bünyesinde göğüs cerrahi hizmeti de sunan hastane Aralık 2018 tarihinden itibaren deprem açısından riskli olduğunun belirtilmesi nedeniyle bu hizmeti kendi cerrahi binasında sunamamakta olup başka bir merkeze taşınmıştır. Aradan geçen dört yılda göğüs cerrahisi binası için bir çözüm olmamış olması, 6 Şubat 2023 depremi sonrası taşınacak olan diğer hastanenin geleceği ile ilgili endişemizi arttırmaktadır. Hastanenin yetkinliği bakımından büyük bir kayıp anlamına gelen bu eksikliğin giderilmesi ve hastanenin yeniden hem göğüs hastalıkları, hem göğüs cerrahisi yönünden yetkin bir merkez haline dönüşmesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte hastanede 2001 yılında SSK bünyesinde ilk açık kalp ameliyatı, 2009’da ilk başarılı akciğer nakli yapılmış olduğu unutulmamalı ve hastane kompleksi tarihinin getirdiği mirasa yakışır biçimde kardiyovasküler cerrahi yönünden de yetkinleştirilmelidir.”
Kadın Tüberküloz Hastaları Ücretsiz Tedavi Ediliyor
Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, tüberküloz, çok ilaca dirençli tüberküloz tanı ve tedavisinde ülkemizde ve dünyada öncü kuruluşlardan birisi olduğuna dikkat çeken Türk Toraks Derneği, “hastane halen gerek ülke içinden, gerekse de çevre ülkelerden çok sayıda hastanın şifa bulduğu önemli bir referans merkezidir. Bu yapısı, Adalet Süreyya İlmen’in tarafından özellikle kadın tüberküloz hastalarının ücretsiz tedavi edilmesi koşulu ile çizilen tarihsel misyonunun, yıllar içerisinde oluşturduğu yetkinlikten kaynaklanmaktadır. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH yıllardan beri solunumsal yoğun bakım hizmeti ile İstanbul’un ve ülkemizin ilklerinden olması, ülkemize çok sayıda bilim insanı yetiştirmesi ve verdiği hizmetlerle uzmanlık alanımızın önemli bir ekolü olma görevini sürdürmektedir. Çeşitli hastanelere dağıtılacak kurumsal yapı, göğüs hastalıkları uzmanlık alanının tüm bileşenlerinin sinerji ile bir arada olmalarından kaynaklanan değerin kaybolması riskini taşımaktadır” bilgilerini paylaştı. (BSHA- Bilim Sağlık Haber Ajansı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder