Gerekçesi ne olursa olsun Galatasaray ve Fenerbahçe futbol kulüplerinin Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde süper kupa maç saati beklenirken maça çıkmamaları tam bir rezalet ve devletime yapılmış ağır bir itibar suikastıdır.
Bu tam bir şımarıklık, aymazlık hatta devleti idare eden irade ve milletin bazı kesimlerine meydan okumadır!
Öyle olmasa aklı selim dışı bir davranışı toplumun bazı kesimleri coşkuyla karşılamaz siyasi şova dönüştürmezlerdi.
Bu yazıyı siyasi yandaşlık ve karşıtlık duygularıyla yazmıyor; kendi duygu ve düşüncelerimi dile getiriyorum.
Ayrıca, belirtmekte bir beis görmüyorum; kendimi bu ülkenin tüm siyasi anlayışlarına uzak hissediyorum.
Benim için önemli olan devletim ve milletimin onur ve şerefi olup hiçbir şekilde Suudi Arabistan eksenli de düşünmüyor, hatta bunların şovlarına zemin hazırladıkları için Suudi yetkililerinin de masum olmadığını düşünüyorum..
Şunu da belirteyim; Arap ülkelerini yönetenlerin genelini sevmiyor, tasvip etmiyor, zaman zaman yazılarımda bunlarla ilgili eleştirimi de dile getiriyorum.
Maça çıkmayan Fenerbahçe ve Galatasaray kulüp başkanlarının meydan okuyarak maça çıkmamaları sonrası yapılan güya ortak, "Müsabaka organizasyonundaki bazı aksaklıklardan dolayı ileri bir tarihe ertelenmiştir" açıklamasını da yaşanan itibar suikastının örtbas edilmesi olarak değerlendiriyorum.
Bu açıklama ortak karar açıklaması değil, dayatmanın daniskadır!
Madem ortak karar alacaktınız önceden alıp bu utanılası duruma ülkemizi düşürmeseydiniz. Ortak karar diye çocukları bile kandıramazsınız.
İnanın, televizyonda süreci izlerken utandım!
Ben onu bunu bilmem; devlet futboldan elini ayağını çekerek içeri ve dışarıda her türlü organizasyonu Kulüpler Birliğine devretmeli, hiçbir şekilde devletin kasasından bir kuruş bile bunlara para aktarımı yapılmamalı, herkes kendi işine bakmalıdır.
Ayrıca, ülkemiz yabancı futbolcular için vergi cenneti olmasına rağmen büyük diye tabir ettiğimiz kulüplerin uluslararası alandaki başarısı sadece 1(bir)!
Avrupa ülkelerinde futbolculardan alınan vergi oranları ortalama yüzde 50 iken bizde yüzde 15'den yüzde 20'ye çıkarıldı; ne kadarı alınabiliyor onu da bilmiyorum.
Devletimin bütün kulüplere yardım yapmasını bir vatandaş olarak istemiyor, devletin kasasından çıkan paralarda hakkım varsa da hakkımı helal etmiyorum.
Hangi kulübün kamu bankalarına ne kadar borcu var, ne kadarı yapılandırılmış kamuoyuna açıklansın.
Özellikle Anadolu kulüplerine o şehrin işadamlarının yardım etmesini de doğru bulmuyorum.
Anadolu kulüpleri de borç içerisinde ve kendi şehirlerinin işadamlarından para istiyorlar. Neymiş, şehrin tanıtımı yapıyorlarmış, bunların tanıtımından bir şey olmaz, paranıza yazık etmeyin!
İş adamları futbol kulüplerinize paranızı vermeyiniz, paranızı sizin için Allah(c.c.) indinde faydalı olacak kişi ve kuruluşlara, çalışanlarınıza veriniz.
Bu ülkenin asgari ücretlileri, memurları vergilerini tam ödüyor bunlarda tam ödesin, her kulüp gelirine göre harcama yapsın!
Anadolu kulüpleri de dahil tamamına yakını borç batağında, bu bataktan kurtulmak yerine durmadan çoğu yaşı geçmiş futbolculara on milyonca euro para vermekte ve ülkemin kaynakları çarçur edilmektedir.
Nasıl olsa bir yaptırımı yok, zorda kaldılar mı yönetimi bırakıp gidiyorlar. Normal şartlarda bu kulüplerin kapısına kilit vurulmalı.
Eski yönetim yeni yönetime milyarca lira borç bırakıyor, yeni yönetimde borçlarını ertelemek için devlet kapısını aşındırıyor.
Bence bu kulüplere devlet tarafından sağlanan imkanlar kamuoyuna açıklanmalıdır.
Aslında bunların yaptıklarının kabul edilebilir tarafı yok; olmadığı içinde Atatürk'ün arkasına sığınarak insanların ses çıkarmasının önüne geçiyorlar.
Yok öyle üç kuruşa beş köfte!
Bazı kesimlerin pof pofuyla kendinizi haklı göstermeye çalışsanız da kesinlikle haklı değilsiniz; haklı olsaydınız "Yurtta sulh cihanda sulh" pankartını Suudi Arabistan'da açmaya kalkmazdınız.
Hem ülkemizdeki iç barışı hem de dünya barışını bozmaya çalışan Suudi Arabistan devleti değil, başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleridir. Gidin o pankartları Avrupa'daki maçlarınızda açında görelim!
Hatta tüm maçlarınıza Atatürk resimli forma ve Atatürk'ün sözlerini içeren pankartlarla çıkabilirsiniz, size kimse bir şey demez, şova gerek yok!
Bunların derdi Atatürk değil; Atatürk üzerinden kafalarının içindeki bu milletin kadim değerlerine olan düşmanlıkları yansıtmaktır.
Kesinlikle iki kulübün devletimizi ve milletimizi küçük düşürücü bu davranışı cezasız kalmamalı, maça çıkmayan takımlara Futbol Disiplin Hukukunda hangi cezalar veriliyorsa Türkiye'nin itibarıyla oynandığı için daha ağırı verilmeli, bir alt lige düşürülmeli; en azından puanları silinmeli; ayrıca, yüklü bir para cezası da verilmelidir.
Ayrıca devletimiz, bu kulüplerin milyonlarca taraftarı, başkanlarının Türkiye'nin en zenginleri olsa da bunlara taviz vermemeli, gereken neyse yapılmalıdır.
Bir de vatan millet duyarlılığı olan vatandaşlarımıza diyorum ki; para verip bunların maçlarına gitmeyin, protesto ediniz!
Şunu da özellikle talep ediyorum; TFF yetkilileri sürecin ta başından itibaren gelişimini bilgi ve belgeleriyle kamuoyuyla paylaşmalı, kim suçluysa ortaya konulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder