M. Emin KARABACAK
Bir öğrenci velimiz, "Hocam benim 2.sınıfa giden oğlum okula gitmek istemiyor. Nedenini sorduğumuzda ise gerekçe olarak, öğretmenin kendisini istediği arkadaşla aynı sırada oturtmamasını gösteriyor. Hocam bu çocuk; istediği bir şey olmazsa hiçbir şey yapmak istemiyor. Bu konuda ne yapmam lazım bize yardım eder misiniz?" dedi.
Öğrenci velimize: "Problemin çözümü için ne düşünüyorsunuz?" dedim.
Hocam: "Yarın çocukla okula gidip öğretmeninden istediği arkadaşla oturtmasını isteyeceğim. Olmazsa okul idaresine gidip rica edeceğim," dedi.
Okula gittiniz ve çocuğunuzun öğretmeninden de istediği arkadaşla oturtmasını rica ettiniz. Çocuğunuzun öğretmeni de size; büyük ihtimalle şunlardan birini söyleyecektir:
"Ben bu çocukları derste birbirleriyle çok konuştukları ve dersi dinlemedikleri için ayrı oturttum. Veya yeni oturttuğum arkadaşıyla grup çalışması veya çalışma konusunda birbirlerini desteklesinler diye oturttum." diyebilir.
Sizin ısrarınız üzerine öğretmende çocuğunuzu istediği arkadaşıyla oturttuğunu düşünelim.
Bundan sonrasını birlikte düşünelim:
Akşam eve gelen çocuk, bir zafer kazanmış havası içinde olacaktır. Çünkü bu davranış, çocukta ben istemediğim zaman okula gitmeyebilirim izlenimi oluşturacaktır. Okulda öğretmenin benim adıma verecekleri kararlar çok da önemli değil. Nasılsa okulda istemediğim bir durum söz konusu olduğu zaman, anne babamı araya koyarak o kuralları kendime göre değiştirtebilirim. Hiçbir şey yapamasam da okula gitmemek için elimden geleni yaparım olacaktır.
Bu olayın çocuk ve aile için en olumsuz yanı da çocuğun gözünde öğretmenin saygınlığının azalmasıdır. Çocuğun gözünde öğretmenin saygınlığının azalması demek, çocuğun ödevlerini yapmamasına, derslerine çalışmamasına, okulda ve sınıfta sorumluluk almamasına, okul ve sınıf kurallarına uymamasına neden olacaktır.
Bu çocuğun büyüdüğünü ve çalışma hayatına başladığını düşünelim:
Çalıştığı iş yerinde ya da kurumda aynı odada istemediği arkadaşla çalışmak zorunda olsa, amiri veya patronu sevmediği biri olsa ne yapacak? O işte çalışmayacak veya müdürünü mü değiştirecek? Bunların dışında çalıştığı kurumda hoşuna gitmeyen kurallar konduğu zaman, onları kaldırtmak için aracılar mı koyacak? Yahut girmek zorunda olup da istemediği ortamlara girmeyecek mi?
Kısacası çocuk; ileride hoşuna gitmeyen ortamlara uyumda problemler yaşayacağı gibi toplumun değerleriyle de sıkıntılar yaşayacaktır.
Peki, bu çocuk için neler yapabiliriz?
Çocukların okulda öğretmen ve arkadaşlarıyla yaşadığı problemi çözmek için olaya çocuk adına karışmamak gerekir. Ancak çocuğu aşan ve hayati öneme sahip bir problem ise öğretmeni ve okul idaresi ile özel olarak görüşmek gerekir. Yani çocukla birlikte değil.
Çocuk problemin çözümü konusunda ısrar ediyorsa, öğretmenin kurallarının olduğunu ve bu kurallara da herkes gibi kendisinin de uyması gerektiği çocuğa açıklanmalıdır. Bu davranış, çocuğa istemediği ortamlarda ve istemediği kişilerle de çalışmasını öğretecektir.
Çocuğa bu konuyu, öğretmeniyle bizzat kendisinin konuşmasının daha doğru olacağı ifade edilmelidir. Problemini çözme konusunda öğretmeniyle konuşmasını sağlamak, çocuğun kendisine güvenmesini sağlayacaktır. Bu da çocuğun gözünde hem sizin hem de öğretmenin saygınlığının artıracaktır.
Problem çocuğu aşan bir problem değilse problemi çözmek için çocuk ve öğretmen dışında kimse başrolde olmamalıdır. Eğer konu hakkında bilgi amaçlı olarak çocuğun öğretmeni ile görüşmek istiyorsanız bunun çocukla beraber değil özel olarak görüşülmesi uygun olacaktır.
Bunların yanında;
1. Çocuğun gözünde öğretmenlerin saygınlığını azalmaması çocuğun yanında okul ve öğretmeni hakkında olumsuz cümlelerden kaçınılmalıdır.
2. Çocuğa her yerin olduğu gibi okul ve sınıflarında bir kuralı olduğu bu kurallara da herkes gibi kendisinin de uyması gerektiği kararlı bir şekilde ifade edilmelidir.
3. Sınıf hâkimiyeti için öğretmenin otoritesini sarsıcı istek ve davranışlardan kaçınması gerektiği söylenmelidir.
4. Okulda ya da sınıfta uygun olmayan bir durum söz konusu olunca öncelikle öğretmenle ya da okul idaresi ile iletişime geçmesi gerektiği söylenmelidir.
5. Kendisi adına istenmeye bir durum olduğu zaman kendi problemini kendisi çözmesi gerektiğini, kendisini aşan bir konu olursa ancak o zaman devreye girebileceği ifade edilmelidir.
Buna rağmen çocuk hâlâ okula gitmek istemek istemezse:
1. Çocuğa okula gidip gitmeme konusunda tavizkar davranılmamalıdır. Çocuğun evde kalış süresi uzadıkça okula dönüş de o oranda güçleşeceği için çocuğa, okula gitmeme konusunda ödün verilmemelidir. Dişi ağrıyan kişinin dişçiye gitmekten başka çaresi olmadığı gibi çocuğun da okula gitmekten başka çaresinin olmadığı anlatılmalıdır.
2. Çocuğun şikâyetleri ne kadar çok olursa olsun onu okula göndermek çözümün yarısıdır.
3. Çocuğun ilk günlerdeki şikâyetleri anne babasının okula gitme konusundaki kararlı ve tutarlı tutumu karşısında zamanla azalacaktır.
4. Çocuğun okulda yaşadığı ya da yaşayacağı problemleri ayıplanmadan, eleştirilmeden ve başka çocuklarla kıyaslanmadan atlatılmaya çalışılmalıdır.
5. Bütün bunlara rağmen hâlâ çocuk okula gitmek istemiyorsa okul psikolojik danışmanından yardım alınmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder