Takvim yapraklarının son sayfalarındayız. Acısıyla, tatlısıyla bir Miladi yılı daha geride bırakıyoruz. Rabbim gireceğimiz yeni yılı, bir önceki yıldan daha hayırlı işler yapmaya vesile eylesin. 2025 yılı inşallah tüm dünyada merhametin yılı olsun, adaletin yılı olsun, kardeşliğin yılı olsun, barışın yılı olsun.
Kardeşlerim!
Yeni yılın ilk günü, aynı zamanda "üç aylar" olarak ifade edilen Recep, Şaban ve Ramazan ayının da ilk günüdür. Allah nasip ederse 1 Ocak Çarşamba günü, Recep ayına "merhaba" diyecek, 2 Ocak Perşembe akşamı ise Reğaib Kandil'ini idrak edeceğiz. Rabbim bizleri, bu rahmet ikliminden istifade edenlerden eylesin.
Değerli Müminler!
Recep ayının gelişiyle birlikte Peygamberimizin gönül dünyasında adeta bir bayram sevinci yaşanırdı. Peygamberimiz bu aylarda kalbini nafile ibadetlerle süsler, Rabbine daha da yakınlaşmanın yollarını arardı. Peygamberimizin iki ay öncesinden başladığı bu hazırlığın amacı, Ramazan ayının rahmet ve bereketinden olabildiğince yararlanabilmekti. Recep ayının girmesiyle birlikte Rahmet Peygamberi (s.a.s.) şu duayı yapardı: "Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda bereketli eyle ve bizi Ramazan'a ulaştır!"[1]
Kıymetli Müminler!
2024 yılının son Cuma namazını birazdan eda edeceğiz. Allah bilir, birazdan kılacağımız Cuma namazı, belki de kılacağımız son Cuma namazı olacaktır. Allah bilir ya gireceğimiz yeni yıl, belki de mezar taşımızda yazacak ölüm tarihimiz olacaktır. Kardeşlerim! Dünyanın fani, ölümün ani olduğunu unutmayalım. Ölüm her an gelecekmiş gibi ahirete hazır olalım.
Yaptığımız her bir şey, Yüce Allah'ın görevlendirdiği melekler tarafından kayıt altına alınmaktadır.[2] Bu defterin sayfalarına ne yazılacağı ise bizim kendi özgür irademizle şekillenir. O halde, amel defterimizi iyiliklerle dolduralım, güzelliklerle süsleyelim. Ahiretteki o büyük hesap günü geldiğinde pişman olmak istemiyorsak, kendimize çeki düzen verelim. Yüce Rabbimiz bize "Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter!"[3] dediğinde, mahcup olmak istemiyorsak, iyiliklerimizi çoğaltmaya çalışalım.
Amel defterimize işlenen yanlışların silinmesi, yine kendi özgür irademizle yapacağımız kararlı bir tevbeye bağlıdır. Rabbimizin huzuruna tertemiz sayfalarla çıkmak istiyorsak, işlediğimiz günahlar için şimdiden pişman olalım. Aldığımız her nefesi fırsat bilelim, Cuma'yı fırsat bilelim, üç ayları fırsat bilelim, Regaib Kandilini fırsat bilelim. İyi bir insan olmadan, iyi bir Müslüman olunamayacağının farkında olalım. İnancı, dünya görüşü ne olursa olsun, insanın canına, malına, onur ve haysiyetine daima saygı gösterelim. Toplumsal barış ve huzura asla gölge düşürmeyelim.
31 Aralık'tan 1 Ocak tarihine geçmenin, sadece takvimde meydana gelen rakamsal bir değişiklik olduğunu unutmayalım. Her bir günün, aslında bizi ölüme biraz daha yaklaştırdığının bilincinde olalım. Rabbimize karşı sorumlu, insanlara karşı duyarlı, tabiata karşı saygılı olalım. Havai fişek atarak çevreye ve hayvanlara zarar vermeyelim, insanları rahatsız etmeyelim. Hiçbir eğlence ve kutlamanın haramları helal ve meşru kılmayacağını unutmayalım. İçki, kumar ve şans oyunları gibi Yüce Allah'ın asla razı olmayacağı haramlar[4] işlemekten daima sakınalım. Yaptıklarımızı kayıt altına alan meleklerin yılbaşında da görevlerinin başında olduğunu unutmayalım. Hürmete layık bir ay olan mübarek Recep ayına,[5]hürmete layık olan mübarek bir kul olarak girmeye çalışalım.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Ahmed bin Hanbel, Müsned 1/259.
[2] İnfitâr, 82/11-12.
[3] İsra, 17/14.
[4] Maide, 5/90.
[5] Buhârî, Bed'ü'l-Halk, 2.
2024-12-27
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder